Merdan Kız İsmi Mi, Erkek Mi? Toplumsal Cinsiyet ve Çeşitlilik Perspektifinden Bir İnceleme
Son zamanlarda sıkça duyduğum bir soru var: Merdan kız ismi midir, erkek mi? Bu soru, bana toplumun toplumsal cinsiyet algılarını, çeşitliliği nasıl ele aldığını ve sosyal adaletin nasıl şekillendiğini düşündürüyor. İsmine bakarak bir kişinin cinsiyetini belirlemek ne kadar doğru? Özellikle Türkiye gibi kültürel çeşitliliğin ve toplumsal cinsiyet rollerinin katmanlı olduğu bir toplumda, isimlerin cinsiyetle ne kadar bağlantılı olduğunu sorgulamak önemli. Bu yazıda, sokakta, işyerinde ve toplu taşımada gözlemlediğim bazı sahneler üzerinden bu soruyu, toplumsal cinsiyet eşitliği ve sosyal adalet perspektifinden inceleyeceğim.
İsimler ve Cinsiyet: Toplumsal Kodlar
İlk başta, “Merdan” isminin tam olarak hangi cinsiyete ait olduğunu düşünün. Türkçe’de genelde erkek ismi olarak bilinse de, bazen tam tersi durumlarla da karşılaşabiliyoruz. Özellikle sokakta, toplu taşımada veya bir kafenin köşesinde, her gün duyduğum bazı cümleler, toplumsal cinsiyetin ve isimlerin nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.
Bir sabah, Kadıköy’deki bir kafede iki arkadaşın konuşmasına kulak misafiri oldum. Konu şu şekildeydi:
Kadın Arkadaş: “O Merdan çok iyi bir insan ama bazen erkek egemen düşüncelerle hareket edebiliyor, sen ne düşünüyorsun?”
Erkek Arkadaş: “Ya ama Merdan ne kadar erkek ismi değil mi? Adı bile direkt olarak erkek olmasını çağrıştırıyor.”
Bana ilginç gelen şey, aslında bu iki arkadaşın ismin cinsiyetle olan bağlantısını ne kadar doğallaştırmış olmalarıydı. Adı “Merdan” olan birinin erkek olma olasılığına dair oluşturdukları düşünce, toplumda cinsiyetin ne kadar belirleyici bir rol oynadığının açık bir örneğiydi. Oysa toplumsal cinsiyet, bir kişinin adıyla, doğuştan sahip olduğu biyolojik özelliklerle sınırlı değildir. Bir kişinin ismi, o kişinin hayatı boyunca şekillenecek kimliğinin sadece bir parçasıdır, sadece dışarıdan görünen bir yansımasıdır.
Toplumda Cinsiyet Kodları ve Beklentiler
Günlük yaşamda, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, sokakta ve toplu taşımada sürekli bir gözlemi yapıyorum: İsimler ve cinsiyet, her yerde karşımıza çıkıyor. Bir gün, Kadıköy metrosunda gördüğüm bir kadının telefon konuşmasında kulağıma takılan şu cümle beni düşündürmüştü:
Kadın: “Evet, Merdan seninle gelmek istiyor. Ne yapmalıyız, gidelim mi?”
Telefonun diğer ucundaki kişi bir erkekti ve yine adı geçen kişi “Merdan”dı. Ancak konuşma sırasında bir yanlış anlama olduğu için, kadının kelimelerinden, ismin bir erkek adına ait olduğu sonucu çıkmıştı. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken önemli şey, o kadının “Merdan” isminden önce cinsiyetle ilgili hiçbir özel belirti kullanmamış olmasıydı. Yani “Merdan” adı cinsiyetle eşleşmeyen, toplumsal olarak kabul görmüş bir isme dönüşmüştü.
Bir başka örneği, iş yerinde yaşadım. Bir gün, bir arkadaşım bana Merdan adlı birinin yaptığı yeni projeyi anlatıyordu:
Arkadaşım: “Merdan’ın yeni projeyi sunması çok etkileyiciydi. Ama gerçekten bir kadın olsaydı bu kadar etkileyici olamazdı.”
Ben: “Neden?”
Arkadaşım: “Çünkü Merdan erkek ismi, böyle güçlü işler zaten erkeklerden beklenir!”
İşte bu da, toplumda hala çok yaygın olan bir düşünce biçimini gösteriyor: Cinsiyetlere dayalı beklentiler ve yargılar. “Merdan” gibi bir ismin, kadınların güçlü projelere imza atmalarını neredeyse imkansız hale getiren bir algıyı da güçlendirdiğini düşündüm. Bu, sadece “Merdan” isminin bir erkek ismi olduğu algısından kaynaklanan bir sorun değil; toplumsal cinsiyet rollerinin, iş dünyasında ve sosyal yaşamda nasıl farklı biçimlerde karşımıza çıktığının da bir göstergesiydi.
Çeşitlilik ve Sosyal Adalet: Her İsim, Her Kimlik
Aslında “Merdan kız ismi mi, erkek mi?” sorusunun cevabını verirken, toplumsal cinsiyetin çok daha geniş bir yelpazede değerlendirilebileceğini unutmamalıyız. Günümüzde cinsiyetin biyolojik olmaktan öte, bireysel bir kimlik meselesi haline geldiğini düşünüyorum. Ve bir isim üzerinden cinsiyet ayrımı yapmak, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik açısından ne kadar dar bir perspektife sahip olduğumuzu gösteriyor.
Bu soruyu sormak, aslında toplumsal normların ne kadar köklü bir şekilde cinsiyetlere dayalı inşa edildiğini sorgulamak için iyi bir fırsat. “Merdan” ismi gibi, tüm isimlerin de belirli toplumsal kodlarla bağlantılı olduğunu kabul etmek yerine, her bireyi kendi kimliğiyle tanımak çok daha adil ve kapsayıcı olacaktır. Cinsiyet kimliğine göre insanlar farklı kategorilere ayrılmamalı, farklı grupların kimliklerini ifade edebilmesi için daha açık ve özgür bir alan yaratılmalıdır.
Sonuç: Toplumsal Cinsiyetin Zihinsel Sınırlarını Kaldıralım
“Merdan kız ismi mi, erkek mi?” sorusu, cinsiyetin ve isimlerin toplumdaki karşılıklarını sorgulamamız için bir başlangıç olabilir. Bugün, farklı isimlerin bile toplumsal cinsiyetle ne kadar ilişkilendirildiğini görmek, bize çeşitliliğin ve sosyal adaletin nasıl şekillendiği konusunda önemli dersler sunuyor. Sonuçta, bir ismin anlamı ve taşıdığı kimlik, sadece o kişiye ait olmalı. Kendisini nasıl tanımlıyorsa, dünyaya öyle bir kimlikle adım atabilmeli.
Toplumdaki her birey, adını ve kimliğini özgürce ifade edebilmelidir. İster “Merdan” olsun, ister başka bir isim, önemli olan, cinsiyetin sadece bir etiket değil, kişisel bir ifade biçimi olduğunun kabul edilmesidir.